KAMUDAN

1 MAYIS 2024 Değerlendirmesi

Emekçiler, 1 Mayıs’ın tarihsel kavşağında; küresel ölçekte otoriter ve sermaye yanlısı rejimlerin yükseldiği, sıcak savaşın Ortadoğu ve Afrika’dan Avrupa’nın merkezine taşındığı, neoliberal politikaların güvencesiz ve esnek çalışmayı, örgütsüzlüğü dayattığı bir dönemde, 1 Mayıs alanlarına yöneldi.

Egemenlerin, emekçilere, kadınlara, çocuklara, ekolojiye, hak ve özgürlüklere ve bilcümle bugüne dek biriktirdiğimiz tüm değerlerimize acımasızca yöneldiği bir dönemde, 1 Mayıs’ın anlamı ve öneminin içini boşaltacak söylemlerle kendi gösterdikleri alanlara sığmamızı beklediler. Ülkemizde de Akp-Mhp rejimi, 1 Mayıs’ı en basit haliyle, rutin bir bayram ve tatil olgusuna sürüklemek, emekçileri sınıf mücadelesi ve buna dair dinamiklerden arındırarak, gerici bir kitleye dönüştürmek istemektedir. Yıllardır, şehir merkezlerinin dışında, İstanbul gibi bir emekçi kentinde, denizin doldurulmasıyla ekolojik suç işleyerek oluşturdukları alanlara hapsetmekteki ısrar, bu anlayışın sonucudur. 1 Mayıs’ın tarihsel dinamiğini daima tehdit olarak gören siyasal iktidar, 2024 yılında da emekçilerin taksim talebine bu tehdit konseptini sürdürerek saldırdı.

Konfederasyonumuz, işçi ve emekçilerin tarihsel birikimi ve mücadele geleneği doğrultusunda, 43 İlimizde ve yüzden fazla merkezde 1 Mayıs eylem etkinliklerimizi hayata geçirmiştir. Bu mitinglerimizde kamu emekçilerinin tüm taleplerini, alanlarda geniş kitleler ile bir araya gelerek, halkımız ve kamuoyu ile paylaşmıştır.

İstanbul 1 Mayıs’ına ise Konfederasyonumuzun yaklaşımı, gerek AİHM kararları gerekse Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararlara atıfta bulunarak, bu yılki 1 Mayıs’ı aynı zamanda Anayasal hak mücadelesi kapsamında ele alarak oluşmuştur. Anayasa, vatandaşların en temel haklarını tanımlayan hukuksal bir toplumsal sözleşmedir. Biz, emek mücadelesini verirken, özgürlük demokrasi ve hak talebimizi Anayasada var olanların üzerine taşımayı amaçlarız. İktidarın Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayması, en temel haklarımıza bir saldırıdır. Son yıllarda emekçilerden yana çıkan kararların, Akp-Mhp iktidar bloğu tarafından yok sayılmasını, hatta Anayasa Mahkemesinin kapatılması tartışmalarını bu Ülkenin vatandaşlarına özelde biz emekçilere bir saldırı olarak okumaktayız. Bu tutumu kabul etmemiz mümkün değildir. Halkımızın, işçi ve emekçilerin 1977 yılından bu yana Taksim için oluşturduğu toplumsal hafızanın yanı sıra; Taksim ısrarımızın bu yönüyle de değerlendirilmesi gerekir.

Ancak, sürece en başından itibaren iktidarın yasakçı, baskıcı tutumunun gölgesi düşmüştür. Özellikle son hafta boyunca, gerek Valilik açıklamalarında gerekse İçişleri Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamalarda alanda buluşma talebinde bulunan tüm sendika, meslek, emek, demokrasi ve barış güçlerini, özelde de planlamış olduğumuz Beşiktaş kortejini hedefe oturtan tehditleri, akabinde de Beşiktaş’a gidilebilecek yaya dahil tüm yolların kapatılması, 1 Mayıs günü emekçilerin buluşmasının dahi engellenmesi anlamındaydı. Bu şartların tekrar ele alınması gerekliydi. Dolayısı ile önce kortej bileşenlerimiz ve ardından tertip komitesi bileşenleri ile yaptığımız değerlendirmelerde Saraçhane kolunun tek kortej haline getirilmesi seçeneği öne çıkmıştır. Son güne denk düşen bu zorunlu kararlaşmanın, Saraçhaneye geçiş sürecinde genel koordinasyonda boşluklar oluşmasına yol açtığı alanda da görülmüştür.

AKP-MHP iktidarının en başından beri provoke etmek için, elinde bulunan tüm aygıtları devreye soktuğu Taksim 1 Mayıs’ında, koordinasyonun, tüm bileşenlerimiz ile birlikte sürecin en başından beri sağlıklı bir şekilde kurulamamış olması, yaşanan eksikliklerin temel sebebi niteliğindedir.

Konfederasyonumuz, 1 Mayıs örgütleme sürecinin tüm bileşenlerle ortaklaşmasının önemi doğrultusunda hareket etmiş, sonuç alamamıştır. Bu süreç boyunca haklı talebimiz olan Taksim çağrısı dışında bir ortaklaşmanın ortaya çıkmamış olması tarihi bir fırsatın göz ardı edilmesi sonucunu çıkarmıştır. Gerekli ortaklaşmanın sağlanamamış olmasının 1 Mayıs gününe de yansımaları olmuştur. Bileşenlerin mevcut ülke gerçekliği karşısında ortaklaşmayı sağlayamamış olmasının sömürülen ve ezilen halklarımıza yararı olmadığı ve olmayacağı açıktır. 1 Mayıs günü ortaya çıkan aksaklıkların, üzerimize düşen kısmının sorumluluğunu alıyoruz. Bugün ve sonrası için tüm emek dostlarımızın da aynı öz eleştirel süreci işleterek bir daha böyle bir fotoğrafın ortaya çıkmaması için yoğun bir çaba içerisinde olacağımızı emekçilere ve kamuoyuna duyurmayı sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz. Yoksulluk ve geleceksizlik karşısında Birleşik bir emek hattının kurulması için, inatla çaba sarf etmeye devam edeceğiz.

Diğer yandan; 1 Mayıs Taksim mitingimizi gerekçe kılarak onlarca yurttaşımızı gözaltı ve tutuklamalar ile sindirmeye çalışan iktidar ve ortaklarına, hukuk ve demokrasi mücadelesini en üstten vereceğimizi buradan ilan ediyoruz. Gözaltında olan ve tutuklanan tüm yurttaşlarımız özgür kalıncaya dek konunun takipçisi olacağız ve dayanışmamızı yükselteceğiz.

Biliyoruz ki; 1 Mayıs geride kalsa da emeğe, insana, doğaya düşman sistem önümüzdeki günlerde işçilere, emekçilere dayatılan sömürüyü katmerli hale getirmek için çok daha otoriter, çok daha pervasız adımlar atmaya hazırlanmaktadır.

Gün; bizlere daha fazla yoksulluk ve daha fazla hukuksuzluktan başka bir şey vaat etmeyenlere, önümüze koydukları barikatlarla keyfi olarak bizlere Taksim’i kapatanlara karşı, emeğimizle yaratılan servetin adil bölüşümü için, insanca yaşamaya uzanan Emeğin Türkiye’sini, hak ve özgürlüklerimizi, kimsenin “kefil” olmasına gerek duymaksızın, kullanabileceğimiz demokratik bir ülke yaratma günüdür.

Dolayısıyla gün; önümüze konulan engelleri kumdan kalelere çevirmek için 1 Mayıs’ta haykırdığımız taleplerimize daha sıkı sarılma, bu düzenin çarkları arasında her gün daha fazla ezilmesine rağmen; henüz emek ve demokrasi mücadelemize katamadığımız milyonları kazanma, daha kitlesel daha güçlü bir mücadeleyi örme görev ve sorumluluğumuzun arttığı gündür.

Gün her yeni günde, bu Dünya’yı emekçiler için cehenneme çevirenlere karşı daha güçlü ayağa kalkma ve hamle yapma zamanıdır.

Saygılarımızla.

KESK Yürütme Kurulu

 

 

 

 

 

 

İlgili Makaleler